Profilden

Merhaba Dünya!

İnsan “işte bu” dediğinde üç beş kelam edebilmek istiyor. Ama herhangi bir konuda uzman da değilse  içine gömülüyor. Çünkü yazının dili daha çok uzmanlaşma üzerine kurulu. Kurumsal ve donanımlı bir dil istiyor. Aslında basılarak çoğaltılan yazının dili demek daha doğru. İnternette ise herkes kendi kavlince kelam edebiliyor. Bunların bir başvuru kaynağı olmadığını bildiğimiz sürece de bunun kimseye bir zararı yok gibi görünüyor. Elbette blog tutmanın üç beş kelam etmekten öte bir anlamı olmalı. Genel algı bu yönde olmasa da. Aksi takdirde günlüklerimizi ifşa etmekle aynı kapıya çıkar yaptığımız şey. Gerçi sıradan bir insanın günlüğünde Özden Örnek örneğinde olduğu gibi kişiyi tehlikeye atacak bilgiler (darbe planları) yer almaz ama günlük dediğin özel bir alandır. Buradaki dert ise kamusal bir iletişim kurabilme derdi.

Benim de günde 8 saatim bilgisayar başında geçiyor. Okuduğum haberler, metinler, gezdiğim siteler, kitaplar, müzikler ve filmlerden “işte bu” dediklerimi deşvirmek bir unutmama sağlaması yaparak bu zamanın küçük bir bölümünü de olsa değerlendirmek istedim.  Kavlimce tabii.

Tükenmeden okuyun!